Balıkesir-Ayvalık-Manisa—Akhisar-Balıkesir (13-16/10/2022)

 

2022’nin son dakika planlanan son turu ile birlikteyiz. Yine, hafta sonu ile birlikte 4 günlük bir zaman yaratarak bir rota çizmiştim. Aslında 1 değil 3 rota çizmiştim. Ama sonunda bu 3 rotayı da es geçip 4. bir rotada pedal bastım. Hedefim bu sefer Spil Dağı’na çıkmaktı. 12’sinde arabayla Balıkesir’e yola çıkıp tam 7 sene önce İstanbul(feribotla Bandırma)-Balıkesir-İzmir-Balıkesir-(Bandırma) İstanbul turunda kaldığım otelde konakladım.

                              

1. Gün  Balıkesir-Ayvalık             (13.10.22)

Sabah arabayı yakındaki bir otoparka bırakıp Tito’yu hazırladım. Gerekli gereksiz tüm eşyaları yanıma aldıktan sonra çok önemli bir eksik olduğunu, kaskı kafama oturtup yola çıkmaya hazırlanırken fark ettim. Bir önceki turun sonunda kasktan çıkarıp yıkadığım pedleri takmadığımı fark ettim. Dolayısıyla pedleri tutan plastik çıkıntılar kafama batıyordu. Kask takmadan yola çıkmayı düşünmediğim için bir süre o şekilde kafam acıya acıya yola devam ettim. “Ne yapabilirim ?” diye düşünürken, Balıkesir’in Edremit çıkışı yönündeki yokuşa başlarken yanımdaki kolonyalı mendilleri parçalayıp pedlerin takıldığı yerlere yapıştırmaya çalıştım. Yüzde yüz başarılı olduğumu söyleyemesem de kaskı kafama taktığımdaki acı bir nebze olsun azalmıştı. Artık, daha önce arabayla defalarca geçtiğim yolda pedal çeviriyordum. Yokuşları çok yormuyordu. Orijinal rotamda, yolun sonlarına doğru, dağlara yöneliyordu yol, ama hızım da uygun olunca ana yoldan ayrılmadan devam ettim. Havran civarında bir yemek molası verdim.

Yaz vakti Assos ve Ayvalık’ta bir haftalık bir tatil yapmıştık. Bu sefer de aynı yerlere gelmiştim ama artık sezon bittiği için her yer çok sakindi. Ayvalık merkezde fazla oyalanmadım. Sarımsaklı’da daha fazla konaklama alternatifi olduğu için oraya yöneldim. Ama biraz önce yazdığım şeyi dikkate almamıştım. Sezon bitmişti. Konaklama alternatifi çoktur diye düşündüğüm Sarımsaklı sahili adeta ölü şehir gibiydi. Önünden geçtiğim her otel kapalıydı. Yoldan geçen birine kalacak yer var mı diye sordum. Bir iki otel adı verdi. Sonunda sahildeki bir otelin açık olduğunu gördüm. Açıktı ama yeme, içme, kahvaltı vs. hiçbir şey yoktu. Sadece yatak… Tito’yu kapalı bir yer yerleştirip odaya çıktım. Duş alıp yemek yemek için dışarıya çıktım. Yine çok az olan yemek alternatiflerinden birini tercih ettim. Biraz da ölü şehrin sokaklarında turlayıp yarınki etaba hazırlanmak için dinlenmeye çekildim.

 

Mesafe     : 136,02 km  

Süre          :  07:21:49      

Ortalama Hız :  18,5 km/sa         

Maksimum Hız :  55,5 km/sa     

Toplam Yükselme :  1.104 m      

                              

                              

2. Gün  Ayvalık-(Dağlardan) Manisa       (14.10.2022)

 

Sabah erken yola çıkma amacındaydım. Önce kahvaltı yapmam gerekiyordu. Ölü şehirde açık bir yer bulamayacağımı düşünerek kendimi direkt yola attım. Bir benzinlikte börek-çay ikilisiyle kahvaltı yaptım. Ana yoldan sakince ilerliyordum. Dikili ayrımından içeri girerek ana yoldan uzaklaştım. Dikili’nin merkezinde su takviyesi yapıp Çandarlı yoluna yöneldim. Yolun ilk metreleri dik yokuşlar içeriyordu ama herhangi bir sıkıntısı yoktu. Çandarlı’ya yaklaşana kadar nispeten daha sakin bir yolda devam ettim. Yenişakran’dan itibaren sahile veda ediyordum. Ara yollardan ve dağlardan Manisa’ya doğru devam edecektim. İzmir Kadın Kapalı İnfaz Kurumu’nun yanından ilerleyen yol, yokuşlarını göstermeye başlamıştı bana… Deniz seviyesinden 350 m. – 390 m. seviyelerine kadar çıkıp sonra sürekli çıkıp inecek bir yoldaydım. Manisa’nın kuzeyindeki küçük köylerden geçerken çok güzel manzaralarla da karşılaşıyordum. Hele bir vadiyi geçerken köprü üstünden akarsuyun ve çevresinin görüntüsü çok güzeldi.

Hava kaçınılmaz olarak karardı. Uzaklardan Manisa’nın ışıltılarını görmek umut verse de daha çok yolum vardı. Tabi yokuşlar da… Manisa’nın düzlüğüne indiğimde varmayı planladığım vakitten epeyce geçe kalmıştım. Aç olduğum için de önce karnımı doyurmaya çalıştım. Manisa merkezde, cadde üstündeki bir çorbacıda durup karnımı doyurdum. Sonra da kalacak bir yer buldum.

 

 

 

Mesafe :  122,98 km      

Süre       :  08:59:16         

Ortalama Hız :  13,7 km/sa         

Maksimum Hız :  46,6 km/sa     

Toplam Yükselme :  1.319 m      

                              

3. Gün  Manisa-Spil-Akhisar       (15.10.2022)

 

Bugünün menüsünde Spil Dağı tırmanışı vardı ki zaten benim bu rotayı çizmemdeki en önemli amaç da bu tırmanıştı. İşin kötü tarafı dağın ana yoluna çıkarken uzaktan, az eğimli olan yerden başlamak yerine, otelden başlayarak, mahalle aralarından çıkmaya çalıştığım için eğimi, oldukça yüksek olan sokaklarda pedal çevirmem gerekti. %15-%20 eğimler, ilk metrelerde pedal çevirmek açısından pek iştah açıcı olmasa da, dağ yoluna çıktığım anda da en fazla %10 seviyelerine kadar inmişti. Mahalle arasında dik yokuşları çıkarken bir genç arkadaşın “Dayııı. Helalin var, helaliiin.” bağrışını unutmuyorum. Spil’in çıkışı, yeşil ve manzara açısından çok güzel, yükseklerde görünen sis tabakasıyla da çok gizemli görünüyordu. Döne döne çıkan yolun bazı bölümlerine seyir terasları ve dinlenme alanları yapılmıştı. Bu alanlarda durup manzarayı da fotoğraflıyordum. Yokuşun bir yerinde, dinlenme tesisinde masa kurmuş bir ailenin küçük oğlu beni durdurup çay içmeye davet ettiklerini söyledi. Çaya hayır diyemedim ve teşekkür ederek sofralarına oturdum. Uzun bir mola süresince hem birbirimizi tanıdık hem de ben onlara turlarımdan bahsettim. Uzun molayı tamamlayıp kendilerine teşekkür ederek ayrıldım. Hava çok güzeldi ama tepeye doğru rüzgar da kendini hissettirmeye başladı. Manisa Ovası’nın manzarasına veda edip Spil’in Mili Park alanına girdim. En son gelişim 22 sene önceydi. Kızım küçük bir bebekken onunla buraya gelmiştik. O da çok keyif almış, çimenlerde koşturmuştu.

Yemek molamı bu sefer Milli Park içinde bir lokantada verdim. Hem dinlenme hem yemek yeme hem de yolun devamı için planlar yapma… Çıkarken epeyce vakit kaybettiğimden ve rüzgarın da şiddetlenmesinden yolun geri kalanı için yaptığım planları revize ettim. Ara yollardan çizdiğim rotayı ana yola aldım. Dağın tam arkasından Turgutlu tarafına inecekken doğusundan inip tekrar Manisa tarafına dönüp Saruhanlı’da günü sonlandırmayı düşündüm. Yemek sonrası iniş ve rüzgarı düşünerek rüzgarlığımı giydim ve uzun ve keyifli bir iniş yaptım. (Hayret bu inişi gündüz gözüyle yapabildim. :) ) İnerken uzaklarda özgürce otlayan yılkı atlarını da gördüm. Sevindim. :) Ama işlerin rast gitmemesi ana yola çıkınca başladı. Rüzgar güçlendi. Saruhanlı’ya kadar pedal çevirip orada kalmayı planlıyordum ama hiç yer bulamadım. (Daha doğrusu var olan tek otel de doluydu.) Dolayısıyla gün Saruhanlı’da değil 40 km. ötede Akhisar’da bitti. Tabi yine gece vakti oldu. :)

 

 

Mesafe : 111,27 km       

Süre       : 09:32:51          

Ortalama Hız :  11,7 km/sa         

Maksimum Hız :  47,6 km/sa     

Toplam Yükselme :  1.569 m      

                              

  

4. Gün  Akhisar - Balıkesir           (16.10.2022)

Gece vakti zar zor yer bulduğum otelde düğün vardı ama yorgunluktan uyku sorunum olmadı. Ama asıl yorgunluğun bu etapta olacağını aklıma getirmemiştim.  09.00 civarı yola çıktım. Artık ara yolları falan değil direkt Balıkesir’i hedefliyordum. Yaklaşık 100 km.lik bu yolu 2015’te ters istikamette geçerken karşılaşmadığım şey rüzgardı. (Muhtemelen arkamdan esiyordu. :) ) Şu an ise tam karşıdan ve bütün gücüyle. :) Şaka bir yana kafa rüzgarı ilerlememe engel oluyordu. Ağlatıyordu resmen. :( Hele yağmur da başlayınca 2 ileri 1 geri sürüşüm 3 geri haline gelmişti. Bırakın akşamı, bu hızla gece yarısına bile varamayacaktım Balıkesir’e. Yağmur da gözümü korkutunca yola bir araçla devam etme kararı aldım. Nereden araç bulurum derken karşı tarafta, yol kenarında, kavun sergisinin yanından bir Renault Station araba görünce o tarafa gittim. Yağmur iyice hızlandı. Bir süre birilerini görmeyi bekledim. Neden sonra birisi dışarı çıktı; ben de derdimi anlattım. Balıkesir’e gitmek istediğimi, araç bulmaya çalıştığımı, bu arabanın uygun olduğunu vs. vs. Olabildiğince de kendimi acındırarak… Ama adam Nuh dedi peygamber demedi. “Mağdurum.” dedim. “Olmaz.” dedi. “Parasını vereceğim.” dedim. “Olmaz” dedi. Israr ettim. “Abi arabanın muayenesi yok. Bağlarlar. Risk alamam.” dedi. Tabi adam köyden buraya kadar kullandığı için muayene, kasko, trafik sigortası hak getire… İkna edemedim. Kös kös yola döndüm. Pedal basmaya devam ettim. Yokuşun sonlarına doğru yağmurdan kaçmak için bir benzin istasyonuna girdim. Baktım yine bir station-wagon araba var. Hemen yazıhanedeki adamlara sordum. “Kimindir ?” diye. Adamlar “Bizim değil. Adam bırakmış gitmiş.” dediler. Anlayacağınız bahtsız bedevi moduna geçtim. Yokuşu tırmanıp Firdanlar Geçidi’ne ulaştım. Sıcaklık 10 C’ye kadar düşmüştü. Üstümü inişe göre ayarlayıp biraz da atıştırdıktan sonra inişe başladım. İşin ilginç yanı, geçidin bu yanında rüzgar azalmıştı. Yine esiyordu ama buraya kadar geldiğim bölümde artık pedal bile basamaz duruma gelmişken artık biraz olsun ilerleyebiliyordum. İnişle birlikte zaman karşı bir etap başladı benim için. Arada yemek molası verip akşamın körüne kadar pedal basarak arayı kapamaya çalışıyordum. Gece vakti arabayı bıraktığım otoparka vardım. Tito’yu ve çantaları arabaya yükledim ve yola çıktım. Gece yarısında Bursa’dan geçerken eşimin kuzeninin düğününe uğrayıp aile fotoğrafına katıldım. Herkesi selamlayıp genç çifte mutluluklar diledikten sonra tekrar yola çıktım. Geç saatte evdeydim.

 

Bu maceranın (da) sonu.

 

 Mesafe : 92,71 km         

Süre : 07:28:15 

Ortalama Hız : 12,4 km/sa          

Maksimum Hız : 42,9 km/sa       

Toplam Yükselme :  813 m